Basın Açıklaması, 29.12.2024
HALKLARIN BİR ARADA YAŞAMA UMUDU OLAN ROJAVA’YI SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ.
Ortadoğu’da demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü yaşam modeli olarak inşa edilen Rojava bir kez daha işgal tehlikesiyle karşı karşıya. Savaşın tam ortasında halkların, kadınların, gençlerin ortak mücadelesi ile Rojava’da inşa edilen yaşam, tüm dünya halklarına umut olurken işgalci güçler tarafından kesintisiz saldırılara maruz kalmaktadır.
Savaşın insanlık suçlarının yanında, doğaya verdiği zararlar yaşamı daha fazla zorlaştırmaktadır. Özellikle askeri operasyonlar, altyapının yok edilmesine, ormanlık alanların tahrip edilmesine ve tarım arazilerinin kullanılamaz hale gelmesine neden olmuştur. Bu durum, halkın temel yaşam varlıklarına erişimini engellemekte ve bölgede büyük bir insani krize yol açmaktadır.
Türkiye’nin baraj politikaları ile suyu silah olarak kullanması, Rojava’da su krizini derinleştirmiştir. Fırat ve Dicle nehirlerinden gelen suyun kesilmesi, tarım arazilerini kuraklığa mahkum etmiş, içme suyu varlıklarını ciddi şekilde sınırlamıştır. Halk, temiz suya erişim için kilometrelerce yol kat etmek zorunda kalmakta, bu da hem fiziki hem de ekonomik bir yük yaratmaktadır.
Savaşın çevresel tahribatı bununla sınırlı kalmamış, kimyasal silahların kullanımı ve yoğun bombardımanlar bölgedeki toprakları zehirlemiş, ekosistemi geri dönülemez şekilde bozmuştur. Özellikle Cizîrê, Kobanê ve Afrin bölgelerinde toprakların ve su varlıklarının kirlenmesi, tarımsal üretimi neredeyse imkansız hale getirmiştir. Ayrıca, savaşın devamı için bölgeye yerleştirilen petrol rafinerileri ve ağır sanayi tesisleri, havayı, toprağı, suyu kirleterek yaşamın devamlılığını çok yönlü etkilemektedir.
Rojava Devrimi; halklara umut aşılamakta, demokratik, ekolojik, kadın özgürlüğüne dayalı bir toplumu yeşertmektedir.
Yaklaşık üç haftadır güvenlik kaygıları bahane edilerek Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye halklarına ve doğasına dönük yapılan saldırılar, işgal politikası ve askeri sevkiyatlar bir an önce sonlandırılmalıdır. Bölge de yaşayan halklara uygulanan baskının son bulması ve sorunların çözümü olan demokratik diyalog ve barış zeminin oluşması yönünde adımlar hızlıca atılmalıdır.
Tüm bu işgal ve saldırılar karşısında barıştan, demokrasiden vazgeçmeyen, yıllardır mücadele eden Rojava halklarının yanındayız. Halkların eşit ve özgür bir arada yaşamını savunan, ekolojik demokratik bir toplum için mücadele eden herkesi de Rojava için ses çıkarmaya davet ediyoruz.
Ekoloji örgütleri olarak, 5 OCAK tarihinde Mardin-Nusaybin’de sürdürülen nöbete barış sözümüzü yinelemeye gidiyoruz.
ROJAVA ONURUMUZDUR!
MEZOPOTAMYA EKOLOJİ HAREKETİ